Kıbrıs'ta İki Devletli Çözüm İçin Erdoğan'dan Acil Çağrı: 60 Yıl Daha Kaybetmeyelim!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC'de gerçekleştirdiği konuşmada, "Kıbrıs Türklerinin 60 yılı daha kaybetmeye tahammülü yok. BM'nin federasyon modeline dayanan parametreleriyle zaman harcayamız. İki devletli çözüm vizyonumuzu tüm gücümüzle destekliyoruz. Uluslararası toplum, KKTC'yi tanımalı ve diplomatik, siyasi, ekonomik ilişkileri hızla geliştirmelidir. Doğrudan uçuşlar ve ticaretin engelleri kaldırılmalıdır." ifadelerini kullandı.

Kıbrıs'ta İki Devletli Çözüm İçin Erdoğan'dan Acil Çağrı: 60 Yıl Daha Kaybetmeyelim!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı resmi etkinliğinde konuşma yaptı. Kıbrıs'ta iki devletli bir çözüm önerisinde bulunan Erdoğan, "Kıbrıslı Türklerin daha fazla kaybedecek zamanı yoktur. Birleşmiş Milletler'in belirlediği federasyon modeline dayalı parametrelerle geçiştirecek bir zamanda değiliz. İki devletli çözüm vizyonuna tamamen destek veriyoruz. Uluslararası toplum, Kuzey Kıbrıs'ı tanımalı ve diplomatik, siyasi, ekonomik ilişkilerin bir an önce tesis edilmesi gerekmektedir. Ayrıca doğrudan uçuşların ve ticaretin önünü açmalıyız." şeklinde ifadelerde bulundu.

Erdoğan’ın konuşmasında dikkat çeken noktalar şu şekildeydi;

"Kıbrıs Türk halkının barış ve huzura kavuştuğu Barış Harekatı'nın 51. yıl dönümünde sizlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Lefkoşa'da bize kucak açan tüm kardeşlerime teşekkürlerimi sunuyorum. Barış Harekatı sırasında yaşamını yitiren şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Kahraman gazilerimize de en derin şükranlarımı iletiyorum.

Bu vesileyle Kıbrıs Barış Harekatı'nın öncüsü merhum Başbakan Bülent Ecevit'i, Başbakan Yardımcımız Necmettin Erbakan hocamızı, Kıbrıs davasını hayatı boyunca savunan Alparslan Türkeş'i, Adnan Menderes'i ve Fatih Rüştü Zorlu’yu da minnet ve şükranla anıyorum. Rauf Denktaş'ı da rahmetle yâd ediyorum ve onun anısını saygı ile selamlıyorum.

"ENOSİS HAYALLERİ HÜSRANA UĞRADI"

Kıbrıs Barış Harekatı, Kıbrıs Türk halkına yönelik sistematik ihlallere karşı, garantörlük sorumlulukları çerçevesinde atılmış haklı bir adımdır. 51 yıl önce, kahraman Türk ordusu Kıbrıslı kardeşlerimiz ile birlikte, enosis hayalleri peşinde koşanları hayal kırıklığına uğratmıştır. Harekat ile Ada’ya huzur ve barış sağlanmıştır. Kıbrıs Barış Harekatı’nda Mehmetçiğin adaya girişi ile tüm dünya, Kıbrıs Türkü’nün yalnız olmadığını görmüştür.

EOKA'NIN NAMLUSU VAROLUŞA ÇEVRİLDİ

1955’te EOKA terör örgütünün yarattığı baskı dönemi, 1974 yılına kadar Kıbrıs Türk halkına acı yaşatmıştır ve bu karanlık dönem, milletimizin hafızasına derin izler bırakmıştır. EOKA’nın namlusu yalnızca cana değil, kimliğe, onura ve varoluşa da yöneltilmiştir.

KIBRIS TÜRKÜ ANA VATANINDA SIĞINTI GİBİ YAŞADI

1571’den bu yana Ada'nın asli unsuru olan Kıbrıs Türk halkı, kendi topraklarında sığınmacı gibi yaşamaya mahkûm edilmiştir. O zor günlerde yaşanan acıları anlatmak hiç de kolay değil. Ancak bir söz her şeyi özetliyor. Kıbrıs'ın her bir çiçeği, Makaryos’un adaya getirdiği kanın kokusunu silemedi. Cennetten bir parça olan bu topraklar, kelimelerin bile yetersiz kaldığı bir vahşete tanıklık etmiştir.

"RUMLAR HEP ÇÖZÜMSÜZLÜK PEŞİNDE KOŞTU"

Ada'nın tek başına sahibi olamayacaklarını bildikleri için Rumlar sürekli olarak çözümsüzlük peşinde koşmuşlardır. Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak görüp, sözde devletlerine dahil etmeye çalıştılar. Türk tarafının önerdiği federal çözüm yolu yerine, Rumlar hep üniter devleti savunmuşlardır. 1960 yılındaki ortaklık hükümetinde olduğu gibi iki devletli çözümü kabul edemeyen Rumlar, tüm teklifleri sistematik bir şekilde reddetmişlerdir.

"KIBRIS TÜRKLERİNİN KAYBEDECEK BİR 60 YILI DAHA YOK"

Kıbrıs Türk halkının kaybedecek bir 60 yılı daha yoktur. Birleşmiş Milletler’in belirlediği federasyon modeline dayalı parametrelerle daha fazla zaman kaybedemeyiz. Sayın Tatar'ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm önerisini tamamen destekliyoruz. Tüm dünyaya çağrıda bulunuyoruz; uluslararası toplum, Kuzey Kıbrıs'ı tanımalı ve diplomatik, siyasi, ekonomik ilişkileri bir an önce tesis etmelidir. Ayrıca doğrudan uçuşların ve ticaretin önünü açmalıyız."